Ezoterizm Anasayfa

İlk olarak şunu belirteyim: Okuyan yok, paylaşan yok; o zaman niye yazarım:
Silikon Vadisi ilginçbir yer, vadi ama bir yüce tepe gibi olacakları uzaktan görüyor olmalı. İlk 2 referansta verdiğim Bill Gates ve Garcia Martinezin davranışları gördüklerinin sonucu olmalı. Bence şaşkın ördeğin kıçın kıçın dalması da. Bunlar daha 1965 yılında görülmüş, 1972 yılında The Limits to Growth ile yayınlanmışlardı. Dünya bu aşamadan sonra eğer "latch-up" ederse, ki bu sözcükle kasit bir yükselteç gibi pozitif ya da negatif doyuma girer ve çıkışında besleme gerilimlerini gösterirse yandı gülüm keten helva. Ne Gates kurtulabilir ne Martinez. "Kella la vezer" denmiştir.
Giriş gerilimi bu denli yükselen yükselteç de zorunlu doyuma girer, ekstrem değerlere geçer; meğer ki tasarımcı buna karşı bir koruma devresi koymuş olsun.
Şimdi analojik anlatımı bırakırsak Bill Gates'in bile şaşırdığı Dünya ya korkunç bir kaosa gider, yani her kes "Gemisini kurtaran kaptandır." deyip iki eli ile bir başı için her şeyi yapar.
Ya da aklını başına alır ve ne varsa gelin paylaşalım, hızımızı keselim, olabilecek en düşük enerjili konuma geçip içerisinde bulunduğumuz durumu anlayalım der. Bataklığa düşen deprendikçe batar, bir diğer olasılık ise yatar ve olası bir kurtarıcı bekler.
Doğru davranış olasılıklar değerlendirmesidir. Kurtarıcı olasılığı yok ise eziyet çekmenin de anlamı yoktur, deprenmek ve çabuk ölmek gerekir. "İnsan bu aşamadan sonra kendini yok eder, ama eski günlere dönmez." diyen dostlarım olmuştur. Ben de zaten dostlar ve 2 yavrum hatırına kurtarıcı olasığını ortaya çıkarmaya çalışıyorum.
Benim penceremden görülenlere bakılırsa her iki olasılık da şimdilik var. Yaşadım ve biliyorum ki bireylerin kendilerini kurtarmak için harcayabilecekleri çabalar çok adileşebiliyor ve de çok acı çektiriyor. Bana "Pek de şaşmadım doğrusu, yalan Dünya neler görmüş. Kocasına zehir sunan nice aşifteler görmüş." dizesini yazdıran ilk eşim acıların nelere varabileceğinin örneği. O beni satmış, Küçükçekmece Belediyesine kurulmuş ve elde etiklerimden memnunum demişti. Ben ise Çatalca-Büyük Çekmece-Deniz kenarından Yakuplu-İstanbul ve Şile-İstanbul yürüyüşlerimi unutamam. Ancak biraz rahatlayabiliyordum. Olabilecekler yanında benim çektiklerimin leblebi-çekirdek kalacakları da açık.
Bu türden aşağılık davranışları ödüllendiren insanlara gelince, ne diyeyim yalan dünya derim bu bir. İkincisi ise ben onlardan çok iyilik de gördüm. Tirebolu'nun Kovanpınar köyünden (eski adı İsrail) bir yetimin oğlu bu denli güzel şeyler yapabildi ise gördüğüm iyiliklere dayalı oldu. İnsan ne iyi ne kötü, ve her birimizin çektiği kader.
Kaderin bir cilvesi de aile olarak sofralarında çok bulunduğum Temizkan ailesinin damadı, hasbelkader tanımış da olduğum ... şimdi o insanların başında. Ne Tahir'i unuturum, ne ...'i ne de ...'i. Onların kötülüklerini de isteyemem.
Ne de yetişmemde özel yerleri olan Simavi ailesi, Almanya ve USA. Sizlere karşı verdiğim sözleri tuttuğumu sanıyor, çözdüm dedimse çözmüşümdür diyerek bulduğum çözümü aktarıyorum. Kalanı yine kader.

"Müslümanın dini aşıkare gerek." denir, gerçek müslüman açık ve özü sözü doğru olmak zorundadır. Oldukça da zor bulunur ama ...
İslam gizliliği yasaklamıştır, ama İslam içerisinde bir dizi tarikat gizlidir. Olaya bir kulp bulunur.
Kuran ezoterik çalışmayı münafıklık olarak tanımlar. Daha 2. suresinde 8. ayetten başlayarak halkın inandığı gibi inanmayıp da anlamak isteyerek ya da başka olası nedenlerle Kuran'ın ve peygamberin söylediklerine doğrudan iman etmeyen insanları sefih olarak niteler, aşağılar ve yaktıkları ateşin ışığının alındığını söyler.
Resimde görüldüğü üzere oldukça münafık sayılması gereken Adnan Oktar bile münafıklar hakkında söz söylemiştir.
Hele hele 3 numaralı referansa baktığınızda söyenenlerin önemli kısmı yenilir yutulur lokma değillerdir.
İlk aklıma gelen konu tabi benim nasıl değerlendirilmem gerektiği, ben de anlamak istedim. Sonunda anladım da.
İkinci aklıma gelen ise söylenenlerin çok büyük ölçüde abartılı olduğu. Kuran dedikleri mutlak doğrudur, ama yorumu var ve kolay değil. Ezoterik çalışan insanlar da diğer guruplar gibi, iyisi de var kötüsü de. Yargıcı da haşa insan olamaz. İnsan bu yargılamayı yapamaz.
İnsana bir yandan oku ve anla demek, bir yandan anlamayı bir kenara bırak da iman et demek çelişkili gibi görülür. Görülür de Yaratıcı yarattıklarının sahibi ve efendisidir, dilediğini yapar. Yaptıklarından da şikayetçi olanımız çok, çok az. Yaşamak güzel şey.
"Dinle neyden çün hikayet etmede, Kim ayrılıklardan şikayet etmede." denmiş, ben olsa idim aşırılıklardan şikayet etmede derdim. Gerçek ya da sanal çıkarlarımız gereği, bunlar tehdide maruz kaldıklarında aşırı gidebiliyoruz. Ezoterizm ahlak okuludur demek de ezoterzm ahlaksızlıktır demek de aşırılık olur. Ortalamada her ikisi arasında bir yerdedir, tekilde her iki uca kadar kayan da çıkabilir.
Nisa 145 vb. ayetlere göre münafıklar cehennemin en alt katında olacaklardır. Öte yandan daha önce söz ettiğimiz Bakara suresi ayetleri inanmayanlara "azim" bir azaptan sözederken münafıklara "elim" bir azabtan söz eder. Azim elimden daha mı yumuşak, cehennemin en alt katı üstünden daha mı az azab veriyor yoksa farklı cehennemlerden söz var anlamak zor.
Haa anlamak için ezoterik çalıştık, sonunda bilim yaptık ve bilimle de bu noktaya geldik, bunu a anlamak zor.
Anladıklarımızı anlatmaya çaba harcayacağız. Diğer dostların da katkıları ile bir de bakarsınız her şey anlaşılır oluverir.

ZİYARETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ; YARARLI OLDUĞUMUZU UMUYORUZ.
BİZE isoger1@hotmail.com HER ZAMAN YAZABİLİRİNİZ.

...

PLEASE PREFER GIVING LINK IF THAT SUFFICES